Kişiler, şirketler ve şirketler arasında yer alan ticari dava, ticari işlem ve alacak tahsili özelliği içeren her türlü hukuki iş ve uyuşmazlık konularında destek vermekteyiz.
Ticaret hukuku, ticari işlem ve işler bakımından uygulanan hukuk dalıdır. Ticaret hukuku, en çok borçlar hukuku, icra-iflas hukuku ve medeni hukuk ile ilişki halindedir. Ticaret hukuku kapsamı dahilindeki alt başlıklar; Ticari İşletme Hukuku, Kıymetli Evrak Hukuku, Şirketler Hukuku, Deniz Ticareti Hukuku, Sigorta Hukuku ve Taşıma Hukukudur.
Ticaret Hukukunun Başlıca Özellikleri;
Türk Ticaret Kanunu’nda ticari işletme, esnaf işletmesi için belirlenen sınırı aşan seviyede gelir sağlamayı hedefleyerek faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmıştır. Ticari İşletme Hukuku’nun başlıca konuları; ticari işletme, tacir olmanın hüküm ve sonuçları, ticari işletmenin kuruluşu, ticari işletmenin devri, ticari işletmenin rehni, haksız rekabete ilişkin hükümler ve cari hesaptı r.
Şirketler Hukukunun konusunu, kar amacı güderek faaliyet gösteren kuruluşlar olan şirketlerdir. Kanuna göre şirket, iki ya da daha fazla kişinin mal ve emeklerini bir sözleşme doğrultusunda birleştirmesi ile oluşan topluluktur. Mevzuatımızda 5 farklı şirket türü tanımlanmıştır. Bunlar;
Şirketler Hukuku, bu sayılan şirketlerin kuruluşu, faaliyetlerini yürütüşü ve sona ermelerine ilişkin bir dizi kuralları içerisinde barındırır. Türk Ticaret Kanunu’nun 124. Maddesi ile 644. Maddesi arasında düzenlenen hükümlerden oluşmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’na göre kıymetli evraklar, çek, bono(senet) ve poliçe olmak üzere 3 çeşittir. Bu evraklar aynı zamanda kambiyo senedi olarak da adlandırılmaktadır. Kıymetli Evrak Hukuku’nda temel olarak, çek, bono ve poliçelerin düzenlenmesi, devredilmesi ve kambiyo senedi vasfına sahip olabilmesi için gereken geçerlilik şartları düzenlenmektedir. Tüm bu düzenlemeler, kanunun 645. Maddesi ile 849. Maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Deniz Ticaret Hukuku nedir sorusunun yanıtı ulusal ve uluslararası ticaret hukuku dahilindeki deniz ticaretine ilişkin kurallar bütünüdür şeklinde olacaktır. Deniz Ticaret Hukuku’nun başlıca konuları, gemi ve gemi tescil prosedürleri, bayrak, gemi mülkiyeti, kaptanın hak ve yükümlülükleri, denizaşırı satış sözleşmeleri, navlun sözleşmeleri, konişmento, yolcu ve eşya taşıma, müşterek avarya, çatma ve yardım ve gemi rehnidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 931. Maddesi ile 1400. Maddeleri arasındaki hükümlerden oluşmaktadır.
Sigorta Hukuku, sigortacının, kişilerin para ile ölçülebilecek zararlarını belirli koşullar dahilinde karşılamayı taahhüt ettiği, sigorta ettirenin de buna karşılık prim ödemeyi taahhüt ettiği sigorta sözleşmelerine ilişkin hak ve yükümlülükleri inceleyen Ticaret Hukuku alt dalıdır. Sigorta Hukuku’nun konuları temel olarak; sigorta sözleşmelerinin kuruluşu, sigorta sözleşmelerinin hüküm ve sonuçları, sigorta sözleşmelerinin çeşitleri, sigortacılık faaliyetleri, sigortacılıkla uğraşan kişi ve kurumlar ile sigorta faaliyetlerinin yürütülmesinin denetlenmesidir. Sigorta Hukuku’na ilişkin hükümler, kanunun 1401. Maddesi ile 1520. Maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Taşıma Hukuku
Taşıma Hukuku’nun konusunu temel olarak eşya ve yolcu taşıma oluşturmaktadır. Bu alt dala ilişkin hükümler, kanunu 850. Maddesi ile 930. Maddeleri arasında yer almaktadır.
Ticari Davalar
Bir ticari işletmeye ilişkin her dava asliye ticaret mahkemelerinde görülmeyebilir. Herhangi bir davanın ticari dava sayılabilmesinin şartları Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesinde düzenlenmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir sıfatına sahip olup olmadıkları gözetilmeksizin ve ihtilaf konusunun kanuna kapsamında ticari işe ilişkin olup olmadığına bakılmaksızın, kanunun 4. Maddesinde belirtilen davalar ile bazı özel kanunlarda ticari dava olarak düzenlenen davalardır. Bu hususlar kanunda şu şekilde düzenlenmiştir;
İki tarafın da ticari işletmesine ilişkin konulardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıkları gözetilmeksizin;
a) Türk Ticaret Kanunu’nda,
b) Türk Medenî Kanununun rehin karşılığında ödünç verme işi ile iştigal edenler hakkındaki
962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan, malvarlığının veya işletmenin
devralınması ile farklı işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesine ilişkin 202 ve 203, rekabet
yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ile 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ile 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ile 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için düzenlenmiş olan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ile 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ile 580 inci maddelerinde,
d) Fikri mülkiyet hukuku mevzuatında,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete mahsus diğer yerlere ilişkin özel düzenlenen hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlar ile ödünç para verme işleri ile ilgili düzenlemelerde, öngörülmüş hususlardan kaynaklı hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri, ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
Kanun maddesinde bahsi geçen özel kanunlarda düzenlenmiş ticari davalar ise başlıca şunlardır:
Türk Ticaret Kanunu’na göre, bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilmesi için, her iki tarafın da tacir olması ve davaya konu edilecek uyuşmazlığın her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Buna göre, ihtilaf konusu yalnızca bir tarafın ticari işletmesine ilişkin ise, bu dava nispi ticari dava olarak değerlendirilemeyecektir. Bunun istisnaları ise, havaleden, vedia ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan kaynaklanan davalardır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince, aksine hüküm bulunmadıkça, dava konusunun değeri veya tutarı gözetilmeksizin tüm ticari hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlendirilmiş mahkeme, asliye ticaret mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde ise, asliye hukuk mahkemeleri görevli mahkeme olmaktadır.
Kural olarak, diğer asliye mahkemelerinde olduğu gibi, ticari davalarda da yazılı yargılama usulü uygulanmaktadır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca görevli mahkemenin farklı bir mahkeme olarak tayin edilmesinin hukuken bir geçerliliği bulunmamaktadır.
Ancak taraflar, aralarındaki uyuşmazlığa ilişkin herhangi bir kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde, aralarında yapacakları bir sözleşme ile yetkili mahkemeye belirleyebilirler. Örneğin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki genel yetki kurallarına göre davanın davalı tarafın yerleşim yerinde açılması gerekmekte iken, taraflarca bu hususa ilişkin sözleşme yapılarak, davanın davacının yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemelerinde açılabileceği kararlaştırılabilir.
Ticaret Hukuku Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi, diğer kanunlarda ve TTK madde 4’te belirtilen ticari hukuk davaları arasından, konusu bir miktar para ödemesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin olarak dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda, ticari davalara ilişkin ihtilaflarda, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulma zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açılması halinde, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilecektir.
Güvenilir ve profesyonel ekibimiz ile danışmanlık ve hukuki ihtilaf süreçlerinizin yönetilmesi için hazırız.
Temel prensibimiz müvekkillerimizin hak ve menfaatlerini her koşulda korumaktır.
Dava ve diğer süreçlerin hızlı ve doğru şekilde sonuçlanması için tüm tecrübemiz ve bilgi birikimimizle yanınızdayız.
Müvekkillerimizin zamanını ve bütçesini koruyarak, hukuki uyuşmazlıkların en kısa sürede sonuçlanması için çalışıyoruz.
Sermaye şirketlerinin kuruluşundan itibaren ticari tüm davaların yürütülmesi ve konkordato süreçleriyle ilgili danışmanlık hizmeti vermekteyiz.
Her çeşit ticaret şirketinin avantajlı ve dezavantajları bulunmakta olup, beklentiler doğrultusunda her girişim için farklı değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu konuda tecrübeli ekibimizle danışmanlık hizmeti vermekteyiz.
Çoğu şirket türü için bu süre bir haftadan kısadır. Gerekli belgelerin hızlı temini süreyi kısaltır.
Çek kaybedilirse derhal çek iptali için dava açılmalı, çalınmış ise ayrıca suç duyurusunda bulunulmalıdır.
Konusu bir miktar para ödemesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalar bakımından dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur.
Bu husus her ticaret şirketine göre değişebilmekle birlikte, temel olarak gerekli belgelerin alınarak ilgili kurumlara tescili ile gerçekleşmektedir.
Yabancılar Türkiye’de şirket kurabilir, ortağı ve şirket yetkilisi olabilir.
Sermayesi 250.000-TL ve üzeri olan anonim şirketler için avukat bulundurma zorunluluğu mevcuttur. Aksi halde idari para cezaları gündeme gelmektedir.
Bu durumda ilgili mahkemede dava açılması gerekmekte olup, imzanın size ait olmadığı hususu açıkça ve ayrıca belirtilmelidir.
Danışmanlık, icra ve dava takibi süreçlerinizi birlikte yürütelim.